Arayan İnsan
İslam'a Giriş
Diğer Sahabelerden Örnekler
İbrahim b. Abdurrahman b. Avf anlatıyor:[2]
Oruçlu olan Abdurrahman b. Avf’ın önüne yemek getirilmişti.Şöyle dedi: "Benden hayırlı olan Mus’ab b. Umeyr, Uhud harbinde şehid düşmüştü. Bir hırkadan başka kefenleneceği bir şey bulunamamıştı. O hırka ile de baş tarafı örtüldüğünde ayaklan, ayakları örtül- düğünde de başı açıkta kalıyordu. Sonra dünyalıktan önümüze yayılabildiği kadar yayıldı - yahut dünyalıktan bize verilen verildi- öyle ki biz (iyi amellerimizin karşılığı olan) sevaplarımız dünyada veriliyor, âhirete hiç bir şey kalmıyor diye hakikaten endişeduyduk" deyip ağlamaya başladı. O kadar ki getirilen yemeği de bıraktı, yemedi.
Yahya b. Ca’de anlatıyor:[3]
Resûlullah’ın Sahabelerinden bir cemaat, hasta olan Habbâb’ı (r.a.) ziyarete gittiler ve "Müjde ey Ebâ Abdullah! Kevser havuzu başında Muhammed aleyhisselâma kavuşacaksın" dediler.
Habbâb, evin tabanıyla tavanına işaret ederek, "Bunlarla (bu saltanat ile) o dediğiniz vuslat mümkün olur mu? Çünkü Resülullah (s.a.v.): 'Sizden herhangi birinize dünyada bir süvarinin azığı kadar azık yeter' buyurmuştu" dedi.
Ömer’in (r.a.) torunu Salim anlatıyor:[4]
Babam hayatta iken evlenmiştim. Düğünüme birçok kimseyi çağırmıştı. Davetliler arasında Ebû Eyyûb el-Ensâri de vardı. Evimin duvarlarına yeşil örtüler asmışlardı.
Ebû Eyyûb evi bu halde görünce başım yere eğerek: "Abdullah, siz de mi duvarlara örtüler asıyorsunuz? "dedi.
Babam utanarak:"Ebû Eyyûb, kadınlara yenildik!" diye karşılık verdi.
Ebû Eyyûb: "Başkalarının kadınlara yenileceklerinden endişe duyardım ama, senin yenileceğinden korkmazdım! Bundan böyle ne evinize girerim ne de yemeğinizi yerim!" dedi.
Abdullah b. Ebû’l-Hüzeyl anlatıyor:[5]
Abdullah b. Mes’ûd evini yapınca Ammâr’a (r.a.) : "Gel de yaptığım eve bak" dedi.
Ammâr gidip eve baktı ve "Sağlam yapmış, uzun emeller kurmuşsun, (ama) yakında öleceksin!" dedi.
Ebû Saîd el-Hudrî’den şöyle rivâyet edilmiştir:[6]
Ensardan bir grup kimse ile beraberdim. Vücudumuzun açık yerleri görünmesin diye birbirimizi siper ediniyorduk. İçimizden biri Kur’ân okuyor, bizler de dinliyorduk. Derken Resûlullah çıkageldi ve kendini de oradakilerden biri sayarak oturdu. Kur’ân okuyan okumayı kesti.
Resûlullah ‘Neden bahsediyordunuz diye sordu.
Biz de ‘İçimizden biri Allah’ın kitabım okuyordu’ cevabını verdik.
Sonra Resûlullah, eli ile işaret ederek oradakilere ‘Halka olun’ dedi ve halka tamamlandı.”
Ebû Saîd diyor ki: “Resûlullah'ın oradakilerin içinden, benden gayrısını tanıdığını sanmıyorum ve Resûlullah, halka tamamlandıktan sonra oradakilere ‘Müjdeler olsun, size ey fukara topluluğu! Cennete zenginlerden yarım gün önce gireceksiniz, bu da beşyüz sene eder’ dedi.”
Dipnotlar
[1]Allah Dostları.Ebu Nuaym El-İsfehani. Şule:1996
[2]Hayatü’s Sahabe. Muhammed Yusuf Kandehlevi. Divan Yayınları:1991
[3]Hayatü’s Sahabe. Muhammed Yusuf Kandehlevi. Divan Yayınları:1991
[4]Hayatü’s Sahabe. Muhammed Yusuf Kandehlevi. Divan Yayınları:1991
[5]Hayatü’s Sahabe. Muhammed Yusuf Kandehlevi. Divan Yayınları:1991
[6]Kitabü’z Zühd. Ahmed İbn-Hanbel. İz: 1993